Dersmatik | Sosyal Paylaşım Ağı
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.


 
AnasayfaLatest imagesAramaKayıt OlGiriş yap

 

 Tesadüfen Bulunmuş Buluşlar

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
BcY
Yönetici

Yönetici
BcY


Cinsiyet : Erkek

Kayıt tarihi Kayıt tarihi : 19/12/08

Mesaj Sayısı Mesaj Sayısı : 397
Yaş Yaş : 27

İş İş : Öğrenci
Rep Puanı Rep Puanı : 43590

Başarı Puanı Başarı Puanı : 35

Zodyak : Yengeç

Çin Astrolojisi : Sıçan


Tesadüfen Bulunmuş Buluşlar Empty
MesajKonu: Tesadüfen Bulunmuş Buluşlar   Tesadüfen Bulunmuş Buluşlar ClockSalı Eyl. 14 2010, 16:59

Bugün kullanmış olduğumuz bir çok ürünü mucitlerine borçluyuz. Bu buluşları yapmak için çok çalışanlar, yıllarını tüketenler olduğu gibi hiç beklemediği bir anda ve şekilde bazı icatları yapanlarda olmuştur birçok kez. İşte size tesadüf eseri bulunmuş bazı icatlar….




Mucit: Louis-Jacques Daguerre

Tarih: 1838

Kaza: Dağınık laboratuvar dolabı…

Bu rastlantısal buluşun nedeni kırık bir termometre…

Louis Daguerre, karanlık odada, gümüş iyodür levhada açığa çıkan görüntüyü sabitlemenin yollarını arıyordu. 1938 yılında bir gün, kimyasal maddelerin bulunduğu dolabına, daha sonra kullanmak ve temizlemek üzere bozuk görüntülü bir film levhası koydu.

Bunu tekrar dışarı çıkardığında görüntü belirginleşmişti. Ancak Daguerre, bu garipliğe hangi kimyasal maddenin neden olduğunu bilmiyordu.

Bunun üzerine levhaları yerleştirdi ve kimyasal maddeleri birer birer dışarı çıkarttı. Dolabı boşaltmasına rağmen hala aradığı maddeyi bulamamıştı. Sonunda dolabın raflarından birinde, kırılmış termometreden dökülmüş civayı fark etti… Gümüşlü levha üzerine alınan görüntü (daguerreotype), modern fotoğrafçılığın başlangıcı oldu… Yerini ancak on yıl sonra negatif ve, pozitif film sürecine bıraktı.

—————————————————————————————————————————————–

POST-IT KAĞIDI

Mucit: Dr. Spencer Silver

Tarih: 1974

Kaza: Kutsal bir ilham ve hatalı üretim…

“3M” bilim adamlarından Dr. Spencer Silver, 1970′lerin başlarında dayanıksız yapıştırıcıyı bulduğunda, bunu işe yaramaz bir buluş olarak değerlendirmişti…

Bundan yıllar sonra, meslektaşı Art Fry, bir kilisede ilahi kitabındaki ayracın bir türlü istediği yerde durmaması üzerine oldukça sinirlendi. Anlamsız vaazlardan mı yoksa kutsal bir ilhamdan mı bilinmez, kafasını bu konuya yormaya başladı ve birden aklına meslektaşının işe yaramayan buluşu geliverdi…

Bu sayede ayıracın kitaba yapışmasını sağlayacak, ancak çıkarttığında da kitaba zarar gelmeyecekti. Post-it kağıdı tabii ki bir gecelik başarının ürünü değil… 3M’in ortaya attığı bu örnek, büro malzemeleri içinde vazgeçilmezler arasında yerini aldı…

—————————————————————————————————————————————–

VULKANİZE KAUÇUK (LASTİK)

Mucit: Charles Goodyear Tarih: 1844

Kaza: Kızgın ocağa atılan kauçuk…

Amerikalı Charles Goodyear, 10 yıldan beri ham kauçuğu daha sağlam ve elastik hale getirmenin çarelerini arıyordu. Bu onda bir takıntı halini almıştı ve hatta ödenmemiş borçları nedeniyle hapse bile girdi.

Goodyear bu konuda her şeyi denemişti; karışımına kükürt bile eklemişti. Ne var ki, bu karışımı kızgın ocağa atıncaya kadar hiçbir sonuç elde edemedi: Kauçuk erimiyordu…

Bunu gece boyunca dışarıya çivileyen Goodyear, ertesi gün karışımın oldukça esnek olduğunu fark etti.

Kükürtle sertleştirme yöntemine, Romalılar’ın ateş tanrısından esinlenerek, “Vulkan” adını verdi (vulkanizasyon).

Yöntemin Amerika’daki patentini almayı başardı, ancak Fransa ve İngiltere’den yasal formaliteler nedeniyle patent alamadı.

Goodyear, Paris’te borçları nedeniyle hapis yattıktan sonra Amerika’ya döndü.

Patentleri ortakları tarafından yağmalandığından yoksulluk içinde öldü. Ancak en azından “Goodyear Tyre” ve “Rubber Company” gibi şirketler onun isminin gelecek kuşaklar tarafından da anılmasını sağladı…

—————————————————————————————————————————————–

DAYANIKLI CAM

Mucit: Edouard Benedictus

Tarih: 1903

Kaza: Kırılması gereken deney tüpünün yere düştüğünde parçalanmaması…

Güvenli camın bulunması, tam da en çok ihtiyaç duyulan zaman*da gerçekleştirildi: Motorlu taşıt çağında…

1903 yılında Fransız kimyager Edouard Benedictus, deney tüpünü laboratuarının zeminine düşürdü. Tüp kırıldı ancak dağılmadan tek parça halinde kaldı. Benedictus, kolodyum ihtiva eden sıvının buharlaşmasından sonra tüpte kalan ince plastik tabakanın parçalanmayı engel*lediğini anladı.

Bunu not ettikten sonra bu konu üzerine fazla kafa yormadı.

Ancak, kaza yapan bir aracın için*deki kızın kırılan camlardan çok feci şekilde yaralanması, bu konuyu tekrar gündeme getirmesine neden oldu.

Daha önceki deneyiminden esinlenerek iki cam tabakasının arasına selüloz nitrat yerleştirerek üç katlı camı oluşturdu.

Buluşu 1920′lerde arabaların ön camlarında kullanılmaya ve otomotiv endüstrisinde ciddi şekilde taklit edilmeye başlandı

—————————————————————————————————————————————-

RÖNTGEN IŞINLARI

Mucit: Wilhelm Konrad Röntgen



Tarih: 1895

Kaza: Bir elektrik deneyi…

Röntgen, gazların içinden geçen elektrik yolunu araştırmak amacıyla, katod ışın tüpüyle deney yaparken, baryum platin siyanürü levhasından yayılan radyasyonun şeffaf olmayan cisimlerin içinden geçebildiğin! Fark etti.

Araştırmalarına devam ederken radyasyonun 15 mm. kalınlığındaki alüminyumdan, daha indirgenmiş yoğunlukta geçebildiğini gördü. Ve bu radyasyona, “X-ışınları” adını verdi. Bugün dünyada Almanya dışında (Almanya’da Röntgenstrahlen olarak adlandırılıyor) bu isimle anılıyor. Bu, daha sonra insan vücudunun iç kısmını gösteren fotoğraflamada kullanıldı. 19. yüzyıl sonlarına doğru savaş alanlarında da kullanılmaya başladı

—————————————————————————————————————————————–

KAOS TEORİSİ

Mucit: Ed Lorenz

Tarih: 1960′lar

Kaza: Bilgisayardaki bozuk çıkış…

Amerikalı meteoroloji uzmanı Ed Lorenz’in bilgisayarında anlamsız ve komik veriler belirince, Lorenz bunların her zamanki aksaklıklardan kaynaklandığını düşündü. Ancak hatayla ilgili ipuçlarını elde etmek için kağıttaki çıktıda çalışmaya başladı. Bilgisayarın, başlamak için ilk sonuçları eşleştirdiğini, ancak daha sonra haritayı yok ettiğini gördü. Birden jetonu düştü: Lorenz bilgisayara aynı girdileri ikinci aşamada yüklememiş, bu küçük lık da, sonraki birkaç hafta boyunca, tamamen değişik sonuçlar verip durmuştu…

Lorenz böylece, hava durumu gibi küçük olayların bazen çok büyük sonuçlar doğurabileceğini açıklayan “kaos teoremini” bulmuş oldu…

—————————————————————————————————————————————

RADYOAKTİVİTE

Mucit: Henri Becquerel

Tarih: 1896

Kaza: Fotoğraf camındaki sislenme…

Fransız fizikçi Henri Becquerel, 1896 Martı’nda laboratuarındaki çekmecesini açtığında büyük bir sürprizle karşılaştı. Kapkaranlık bir ortamda olmasına rağmen bazı fotoğraf camları bulanıklaşmıştı.

O sırada Becquerel, yeni keşfedilen röntgen ışınları üzerinde çalışıyor ve bazı kimyasallar ıyla bunların yayılmalarını sağlamaya uğraşıyordu, ilk aklına gelen, güneş ışığının etkisiyle kristallerin ışını yaydığı ve fotoğraf camını sislendirdiğiydi…

İlk deneyleri onun doğru yolda olduğunu desteklese de hava bozunca olayın seyri birdenbire değişti.

Becquerel, kristallerin güneş ışığından etkilenmesini engellemek için kimyasallar kullanarak camları tekrar çekmeceye koydu. Camları dışarı çıkardığında, uranyumlu kristallerden oluşan camlarda artık sisin bulunmayışına oldukça şaşırdı. Ve bugün “bir atom çekirdeğinin ta*necikler veya elektromanyetik ışımalar yayarak kendiliğinden parçalanması” olarak bilinen radyoaktiviteyi keşfetmiş oldu…

—————————————————————————————————————————————-

PENİSİLİN

Mucit: Alexander Fleming

Tarih: 1928

Kaza: Havada uçuşan bir küf…

St. Mary Hastanesi’nde danışman olarak çalışan ve Alexander Fleming’in hayatta kalan tek meslektaşı, ünlü bilim adamının penisilini 1928 yılında bir rastlantı sonucu bulduğunu anlatmıştı.

Fleming bir deney üzerinde çalışırken, muhtemelen laboratuvarın karşısındaki bardan uçup gelen bir küf mikroskoptaki lamın üzerine konmuştu.

O sırada Fleming, lam üzerinde zararlı bir bakteri türü olan stafilokokları inceliyordu. Dikkatsiz bir bilim adamı bu küfü büyük olasılıkla önünden uzaklaştırırdı, ama o, küfün bakteri üzerindeki etkisini görmek istedi. Sonuç hayret inciydi… Çünkü Fleming, “Penicilim notatum” isimli yeşil küfün bulunduğu bölümdeki bakterilerin öldüğünü fark etmişti…

Daha sonra gerçekkleştirilen testlerde, bu küfün diğer bakteriler üzerinde de etkili olduğu ortaya çıktı. Tavşan, fare ve insanlar üzerinde yapılan testler sonunda, açık bir yan etkisinin de olmadığı görüldü. Ne var ki Fleming, küften sızan maddeyi bir türlü keşfedememişti.

Sonuç olarak 1939 yılında, Oxford’dan Howard Florey ve Ernst Chain bu maddeyi ayrıştırmayı başardılar ve buna “penicilin” adını verdiler. Bu madde, öldürücü bakteriyel hastalıklarla savaşabilen ilk antibiyotik olarak tarihe geçti. Fleming ve diğer iki bilim adamı, 1945 yılında Nobel Ödülü aldılar… Çünkü, milyonlarca insanın hayatını kurtaran bir buluş yapmışlardı…

————————————————————————————————————————————-

ŞOK TEDAVİSİ

Mucit: Julius Wagner-Jauregg

Tarih: 1917

Kaza:Mezbaha işçilerinin kesim yöntemi…

ECT (Electroconvulsive the-rapy) olarak bilinen elektroşok tedavisi, mezbaha işçilerinin, domuzların elektrikle sersemlemelerinden sonra çok sakin durduklarını fark etmelerinin bir sonucu…

ECTye, beyne elektrik akımı verilmesi suretiyle, depresyon gibi akıl hastalıklarının semptomlarını engellemekteki son çare olarak bakılıyor.

Elektroşok tedavisi fikri, sıtma aşısıyla frengili hastaları te*davi eden Avusturyalı Julius Wagner-Jauregg tarafından geliştirildi.

1927 yılında Nobel Ödülü alan VVagner-Jauregg, bu fikre, “bir sisteme elektrik verilmesinin tedavi edici özellik taşıyacağından yola çıkarak ulaştı. Ve böylece, çok tartışılan şok tedavisi doğmuş oldu…

Aynı zamanda, şizofrenlerin doğal yollardan çarpılmalarının, hastalık belirtilerinin iyileşmesine neden olduğu da belirlenmişti. Psikiyatristler, hastaların beynine elektrik akımı uygulamak yoluyla, anlaşılması güç tedavinin gerçekleştiğini belirtiyorlardı. Ancak ECTnin kısa süreli hafıza kaybına neden olması dışında önemli etkisinin bulunmadığına dair klinik bulgulara az da olsa rastlanıyor. Hastaların tedavi edilmesine yönelik olarak bu yöntem çok uzun zamandan beri kullanılmaya devam ediyor.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://dersmatik.yetkinforum.com
 
Tesadüfen Bulunmuş Buluşlar
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» İlginç ve Bir O Kadar Önemli Buluşlar

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Dersmatik | Sosyal Paylaşım Ağı :: Dersmatiksel Bilgiler :: Bunları Biliyormusunuz?-
Buraya geçin: